Elektrikteki toplam kurulu gücü 107 bin 600 megavat seviyesinde olan Türkiye’nin rüzgârdaki kurulu gücü 12 bin 300 megavata ulaşmış durumda. 2024 yılı hedefi ise 13 bin megavat seviyesini görmek. Rüzgârda, 2009 yılında 990 megavat kurulu gücü bulunan Türkiye’nin son 10 yılda bu alanda geldiği mesafe de oldukça önemli. Ancak potansiyel düşünüldüğünde Türkiye’nin hem elektrik üretiminde hem de parça ve ekipman üretiminde rüzgârda daha gidecek çok yolu var. Zira rüzgârda son zamanlarda her alanda önemli bir ilerleme kaydeden Türkiye’nin 2020’de bu alandaki ihracatı 1.5 milyar seviyesindeyken 2023’te bu 2.2 milyar dolar seviyesine ulaştı.
ÖNEMLİ BİR ATILIM YAPTIK
Hürriyet’e değerlendirmelerde bulunan Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden, “Bugünkü rüzgâr kapasitesine ulaşmakta en önemli etken çok doğru kurgulanan ve yatırımcılara bazlı alım garantisi imkânı sunan YEKDEM mekanizması ve yine beraberinde kurgulanarak uygulamaya alınan yerli aksam kullanım destekleri olmuştu. Son 15 yılda doğru destekleme politikalarıyla neredeyse sıfırdan bir sektör inşa ettik. Sanayisi, servis bakım ve lojistik alt sektörleriyle, tüm bu alanlarda yetişmiş insan kaynağıyla, yatırımcısıyla, gün geçtikçe gelişen mevzuatıyla Türkiye rüzgârda müthiş bir atılım yaptı ve dünya geneline baktığımızda da atılan adımların faydalarını açık bir şekilde görebiliyoruz. Ancak, oluşan kazanımları devam ettirmemiz gerekiyor” dedi.
YÜZDE 70’İ İHRAÇ EDİLİYOR
Türkiye’nin rüzgâr sanayisinde yıldan yıla gelişen bir noktada olduğunu vurgulayan TÜREB Başkanı İbrahim Erden, “Batılı rüzgâr türbini üreticilerinin tedarik zinciri içerisinde önemli ve güçlü pozisyonlanan tedarikçilerimiz yüksek ihracat rakamlarına ulaşırken ülke içerisinde kullanılacak pek çok türbin aksamının da üretimi yerli sanayimiz tarafından yapılıyor. Sanayimiz ülke içerisinde üretilen bu ürünlerin yine yaklaşık yüzde 70’ini ihraç ediyor. Sanayicilerimizi zorlayan önemli gelişmelerden biri Çin’den Türkiye’ye uzanan düşük fiyatlı rüzgâr türbinleri ve diğer ilgili aksam. Yurtdışı ile ilgili bu gelişmeler olurken bir yandan da ülkemiz içinde açıklanan yeni depolamalı rüzgâr kapasiteleri gelecek yıllardaki gelişimi şekillendirebilir. İç pazarda da ciddi oranlarda bir üretim yapılmasını beklemekteyiz” ifadelerini kullandı.
‘2023 EN YAVAŞ YILIMIZ OLDU’
“Rüzgâr enerjisi alanında geçmiş yıllarda kısmi yavaşlamalar olurken maalesef son 2 yılda hızlı bir ivme kaybı gözlemledik” diyen TÜREB Başkanı İbrahim Erden, sözlerine şöyle devam etti: “Maalesef 2023 rakamı son 10 senenin en düşük performansı olarak kayda geçti. Yaşanan zorluklara ek olarak 2023 yılında tahsisi yapılan depolamalı rüzgâr santral projelerinin de yatırım süreçlerinin başlayabilmesi için henüz çok erken aşamadayız. Bu projeler de ancak 2025 ortasından itibaren yatırıma hazır olabileceğinden maalesef gözlemlediğimiz geçiş dönemini yaşıyoruz.”
SEFERBERLİK ZAMANI
Rüzgâr enerjisi sektörünü güçlendirmek için 2022 yılını ‘Sanayi Yılı’, 2023’ü de ‘Yatırım Yılı’ ilan ettiklerini belirten TÜREB Başkanı İbrahim Erden, “Geçen 15 yılın ortalaması yılda 1000 megavat seviyesindeyken ve sektörümüz her yıl en az 3 bin megavat yeni kurulu gücü ülkemize kazandırabilecek teknik kapasiteye, beceriye ve ayrıca isteğe sahipken potansiyelimizin çok altında kalan bir performans sergilemiş olduk. Sektörün tekrar hız kazanması ve 2023 içerisinde önlisansları verilen 19 bin megavat seviyesinde depolamalı rüzgâr projesinin hızla devreye alınması amacıyla; proje geliştirme ve izin/onay süreçleri, rekabetçi finansmana erişim, sanayide yerli desteğin kurgulanması başlıkları altında yer alan sorunları kalıcı olarak çözüme kavuşturmamız gerekiyor. Biz de bu alanlara yoğunlaşarak sorunların çözümü için gerekli her türlü teknik ve ticari çalışmayı yapacağız. 2024 yılını da ‘Rüzgârda Seferberlik Yılı’ ilan ettik” şeklinde konuştu.
YÜZDE 65 YERLİLİK
Türkiye’de bugün kanattan kuleye, jeneratörden dişli kutusuna kadar bileşenlerin artık yüzde 65’e kadar ulaşan yerliliğe sahip olduğunu vurgulayan TÜREB Başkanı İbrahim Erden, şöyle devam etti: “Dişli kutulu teknolojiyi kullanan bir rüzgâr türbininin kurulması için yaklaşık 7 bin, doğrudan tahrikli teknolojiye sahip bir türbin için de takriben 3 bin parça ve komponentin yaygın bir tedarik zinciri ağı üzerinden temin edilerek birleştirilmesi ve üretimin tamamlanması gerekiyor. Biz artık bunun büyük kısmını üretebiliyoruz.” Erden, “Ülkemizi “rüzgârda Avrupa’nın en güvenilir tedarik ortağı” olarak konumlandırmak adına elimiz çok kuvvetli” diye konuştu.
İSTİHDAMİ DESTEKLEME GÜCÜ OLDUKÇA YÜKSEK
Rüzgârda ekipman ve parça üretiminin istihdamı en yoğun biçimde destekleyen sektörel alt faaliyet alanlarından biri olduğunu anlatan TÜREB Başkanı İbrahim Erden, “Sektörde şu an imalat ve parça üretiminde 20 bin istihdama ulaştık. Ayrıca ekipman ve parça üretimi dışında mühendislik, inşaat, izin ve onay süreçlerinde de yine 25 bin kişinin faaliyet gösterdiğini görüyoruz. Bu zamanla daha da önemli bir seviyeye ulaşacak” dedi. Erden, İzmir, Balıkesir, Çanakkale ve Trakya’nın bu alanda önemli yatırım alanları olacağını vurguladı.
GÜNDEM
07 Ekim 2024SPOR
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024SPOR
07 Ekim 2024SPOR
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024